DİYARBAKIR Barosu Başkanı Ahmet Özmen, ‘Seçimin adil, demokratik ve meşru olmasında, herkesin eşit propaganda imkanlarına sahip olması, en az oy verme ve sayım işleminin dürüstlüğü kadar belirleyicidir’ dedi.
Diyarbakır Barosu tarafından 24 Haziran’da yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleriyle ilgili ‘seçim hakkı ve seçim güvenliği’ konulu basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Baro Başkanı Ahmet Özmen, 24 Haziran seçimlerine seçim güvenliği, serbest seçim hakkı, eşit koşullarda propaganda hakkı ve serbestisi, OHAL koşullarına dair tartışma ve itirazlarla girildiğini söyledi. Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın, eşit koşullarda propaganda hakkı için serbest bırakılması gerektiğini savunan Özmen, şunları söyledi:
‘Bilindiği üzere eşit ve adil bir seçim demokrasinin vazgeçilmez temel unsurudur. Bir seçimin adil, demokratik ve meşru olmasında propaganda sürecinin demokratik ve herkesin eşit propaganda imkanlarına sahip olması, en az oy verme ve sayım işleminin dürüstlüğü kadar belirleyicidir. Başta tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın serbest propaganda hakkının engellenmesi olmak üzere eşit koşullarda propaganda hakkının tesisi için siyasi tarafların bu haksızlığın giderilmesi için sorumluluk almaları gerektiği aşikardır. Bu bağlamda tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın eşit koşullarda seçime katılımını sağlamak için tutukluluğunun gözden geçirilerek serbest bırakılması çağrımızı yineliyoruz. Demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olan seçimler temel olarak özgür, güvenli ve baskıların olmadığı bir ortamda vücut bulmaktadır. OHAL koşulları altında bu ortamın sağlıklı olmadığı gün gibi ortada olup, medyanın tek bir siyasi anlayışı, ittifakı ve propagandayı seçmenlere ulaştırma gayreti de yine demokrasinin bu ayağını sakatlamaktadır.’
AİHM’İN ‘ULUDERE’ KARARINA TEPKİ
Başkan Özmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyü Irak sınırında, 28 Aralık 2011 tarihinde gerçekleştirilen hava operasyonunda hayatını kaybeden 34 köylü için yapılan başvuruyu ‘kabul edilemez’ bulmasını da eleştirdi. Kararı hukuki bulmadıklarını dile getiren Özmen, şunları söyledi:
‘2001 yılında savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilen 34 vatandaşımızın AİHM’e başvurusuna ilişkin AİHM tarafından bir karar verildi. Diyarbakır Barosu olarak bu kararın adil ve İnsan Hakları Mahkemesi ismini taşıyan bir mahkeme tarafından verilmiş olduğunu doğru bulmadığımızı vicdanen, ahlaken, hukuken gibi ciddi eleştirilere tabi tuttuğumuzu bilinmesini istiyoruz. Başvuru, bir ‘kabul edilemezlik’ kararı ile reddedildi. Yani esasın incelenmesine geçilmeden bir usuli noksan üzerinden bir ‘kabul edilemezlik’ kararı ile esasa ‘ret’ kararı verildi. Tüm kamuoyu önünde gerçekleşen savaş uçaklarıyla 34 sivil masun insanın katline sebep olan olayda bir usuli eksikliğin 34 canın önünü konulması, yaşam hakkının esastan incelenmesine geçilmemesine biz hukuken doğru bulmuyoruz. Diyarbakır Barosu olarak 34 canımızın başvurusunun reddedilmesine ilişkin tüm üyelerimizle beraber bir kampanya yürüteceğiz.’
– Diyarbakır
Kazada Yaralanan CHP’li Milletvekilleri Taburcu Oldu
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.